O ŞİMDİ ASKER

22 Aralık 2011 Perşembe

Ah bu Koreliler!

Annemin Kuzey Kore Başkanının ölümünün ardından tutulan yasa,günlerdir bi araya gelip toplu şekilde ağlamalarına şaşırmasına hiç şaşırmadım:)

Ahh sen bilmiyosun anne bu Koreliler böyle dememe duyduğu şaşkınlığa şaşırdım ama.

Cık,cık,cıkkk.Ben bilmiycemde kim bilecek annee??

Ben 1 haftadır her akşamımı onlarla geçiriyorum,alışkınım her tepkilerinin büyük olmasına.Birine çarpınca yarım saat pardon,pardon affedin beni,lütfeeen diye ağlayan insanlar bunlar.Senin,benim gibi,önüne baksanaaa diye bağırmaya meyilli değil ki adamlar,narinler iştee.Annesinin kalbini kırdı diye,saatlerce kapısının önünde hem ağlayıp hem konuşan sevimli şeyler.2 kez buluşunca aşkıııııım demiyolarki birbirlerine,aylaaaaarca aşktan ölüp öyle masum masum bakarlarken,sen ayyy bi sarılın yaaaa,bi itiraf edin diye haykırmak istiyosun.Çoook zaman sonra,o da ağlaya ağlaya aşklarını itiraf edince ,sevgilisine ismiyle seslenince kız,çocuk bana adımla mı sesleniyosun diyo böylee kibar kibar ,kız da kedi gibi oppaaa diyo,yerim sizi yaa...

Yaaa...çok başka insanlar çok...Bi onur,bi gurur,bi erdem,bi saygı.

Ahhh,bende ulusal yas ilan ediyorum,My Princess'im bitti,üstelik 2.sezonu var mı onu bile bilmiyorum,bitmemiş gibi,ama bitmişte olabilecek gibi bitti:((


                                             benimde Prensesimsin:) bi insan bu kadar mı tatlı olur




yorumlarımı içime atıyorum:))no comment:))


ahh,kötülük abidesisin,ama gözlerin dolunca sana da kıyamıyodum 


Sizi özliycemmm...Ah bi de izlerken her saniye merak ettiğim bişey var,bilen varsa söylesin noluur,bu Korelilerin cildi nedennnnn böyle,şeffaf sanki,haksızlık ama yaa!

Kırmızııııııı


Bugünlerde kırmızı eteğimle aşk yaşıyorum,evet sevgilimi aldatıyorum,ve o çok iyi bilir ki ondan başka bişeye aşık olmuşsam bu kesin ayakkabı veya kıyafettir:))



Neden bilmiyorum ama kırmızı sevgim had safhada bugünlerde,hep kıpkırmızı giyinmek istiyorum.Yılbaşı yaklaşıyor ondan mı acaba?

Yılbaşı yaklaşıyor dediysem çam ağacı alıp kutlamıycaz tabi-yani kutlayanlara saygım,sevgim,sempatim var,böyle bi alışkanlığımız yok sadece-bizim evde kuzenlerimle toplanır,kız gecesi yaparız her yıl olduğu gibi.
Gerçi her yıl fire veriyoruz:((Bu yıl minik kızımızı saymazsak Kübiş ve ben 2 kuzen kaldık burda:((
Geçen yılbaşımızı anımsadımda,cipsler,çerezler eşliğinde kah ağlak Kore filmi izleyip ahhhh aşık olsak diye geçiriyorduk içimizden,kah annemide katıp aramıza horon oynuyoduk:))kah kalem çevirip doğruluk mu cesaret mi diye sanki herşeyimizi bilmiyor gibi sorular soruyoduk.
Ve şimdiki nişanlım,o zamanki arkadaşımmm:))o gece bana naptığımı sormuştu,bende kalem çeviriyoruz demiştimde,bende katılabilir miyim deyip hiç aşık olup olmadığımı sormuştu:))
Kaçar mıııı,oooooooo sesleri eşliğinde hmmm bu çocuk niye sordu bunu efektleri geliyordu arkadan,sevgilim bilmez bunları tabi:))
İtiraf ediyorum bende birazcık hoşlanıyor gibiydim sevgilim senden:)
9 Ocakta buluşup sinemaya gittiğimiz o gün birine bu kadara aşık olabileceğimi hiç bilmiyordum.
Ocak ayını seviyorummmmm,doğumgünüm,bizim 1.yılımız,sevgilimin yemin töreni,yaşasııın Ocak2012.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Yemek Odaları


İndirdiğim yüzlerce yemek odası seçeneklerinin bir kısmı.

Oturup derlemeyi çok istiyorum evlilik hazırlıkları klasörümü,gelinlik  modelleri,köşe takımları,koltuklar,yatak odaları,beğendiğim makyajlar vs. hepsi aynı klasörde,ama işteyken çok fırsat olmuyor,akşamları da vaktimi daha eğlenceli şeyler yaparak geçirmek istiyorum-aslında bu üşengecim dememek için uydurduğum bi bahane:))

Arkadaşlarımla takılıyorum işten sonra,oturup sohbet ediyoruz,çok felsefik olduğumuzu söylemiştim di mi:))mesela 3 kız 1 erkek olarak dün akşam masaya yatırdığımız aldatma mevzuunda ortak vardığımız kanaat şudur ki,seven erkek aldatmaz,aşık olan erkek aldatmaz değil,bundan öte bişey,MUTLU OLAN ERKEK ALDATMAZ!İnsan eşini,sevgilisini sevebilir,aşktan ölebilir,ama bi yerde bi huzursuzluk noktası varsa,mutsuzsa aldatma meyli daha yüksek:))Bizzat bi erkekte tasdikledi valla,elektriği bulmuş kadar sevindik bizde:)

Gündüzlerim ve iş çıkışı akşamlarım böyle,ama bişey itiraf edeyim mi,mesele üşengeçlikte değil,eğlenceli şeyler yapmakta değil eve geldikten sonra.Mesele sevgilimi çok özlemem,mesele ne zaman kendimle kalsam dokunsan ağlayacak olmam.Eve gelince bile düşünmemek için oyalayıcı şeyler yapıyorum,yatağıma yatıp o düşünüp ağlama evresinden kaçmak için geç yatıyorum, dün gece 3'te uyudum mesela,naptımm,My Princess'e sardım,sevgilim olsa yasaklardı yine,sen özlem çekerken aşk dolu kore dizisi izliyosun,ondan böyle oluyosun derdi:))

Bu resimlerin her birini farklı nedenle indirdim,kimisinin renk kombinasyonları,kimisinin ayakları,kimisinin tarzı vs vs için.Sevgilim gitmeden birsürü yere baktıkta,kafamda beliren bişeyler var,ama yinede şu ara çok evlilik hazırlığı modunda olmasam da indirmeye,detaylar aramaya devam edicem,sevgilim mimar,ailesi mobilyacı olduğu için hazır almıycaz,ben beğenicem,sevgilim çizecek,ailemiz yapacak inş.O yüzden google bir numaralı yardımcım bu konularda.

İşte resimler,hayalimdeki yemek odası şu an hayalimde:)gerek bizzat baktıklarımdan,gerek incelediklerimden karar verdiğimiz bir koltuk takımı ve yemek takımı vardı,ama süreç uzun,bu arada neler çıkar,neler beğeniriz kim bilir.Bazen tarzlar arasında da zevk geçişlerim oluyor,o yüzden yemek odam nasıl olacak bilmiyorum,bildiğim evim içimi açsın istediğim,beyazı ve canlı renkleri çok sevdiğim,o kadar.İnş öyle bi evimiz olur aşkımla:((



























20 Aralık 2011 Salı

Biraz da makyaj

Dünkü Yaşasın Dostluk yazımda beraber horon yaptığım canım arkadaşım dün gece bana Mnils Nil facebook adresimin linkini attı,senin adına fake hesap açmışlar diye:))

Biraz daha yazı biriktirip söyleyecektim,ama Tüloştan bi uçan bi kaçan kurtulabilir,bunu anladım:))

Gece yaptığımız daldan dala telefon konuşmasının içerisinde makyajla,bakımla ilgili yaz lütfeeen dedi.



Onlar benim sırlarım desemde düşününce bende bunları okumayı seviyorum.

Herkes sevmeyebilir,doğrudur,yanlıştır,seviyorum,oyun gibi geliyor bana,resim yapmak gibi,arkadaşlarıma yapmayı,yeni ürünler denemeyi,keşifler yapmayı çok severim.

Belki ilerde daha ayrıntılı yazılar yazarım,hatta cilt bakımıyla ilgili de yazarım,ama şu an genel bir biçimde makyajda en'lerimi yazacağım.

Dior Nude Fondöten:Eğer aradığınız çok çok yoğun bir kapatıcılık değilse,cildinizle bütünleşen,doğal duran,aydınlık bir fondötense o budur.Çok yoğun kapatıcılığı yok derken hiç yok asla değil,çooook ciddi kusurları kapamaya uygun bir fondöten değil sadece.Doğal demek az kalır,doğal ötesi demek gerekir bu fondöten için,o kadar ki bi gün makyaj standında görevli biri şu cümleyi kurmuştu:yüzünüzde fondöten olmadan cildiniz ne kadar güzel:))sırrımı söylemedim tabi,hıhıı öyledir dedim,kötüyüm napayımm:))

Estee Lauder Double Wear Stay in Place Concealer:Gözlerinizin şiştiği,uykusuz,yorgun,ya da şu ara geceleri sıkça yaptığım gibi ağlamış olduğunuz zamanlarda çok çok az alıp dokundurduğunuzda hemen yok olduklarını göreceksiniz.

Mac Nubile paint pot:Far sürdüğünüzde dağılmasından,kaleminizin akmasından şikayetçiyseniz bunu göz kapaklarınıza sürün,gerisine karışmayın:)

Nars Copacabana Multiple Stick:yıldızların yanaklarında gördüğünüz ıslak görünümlü ışıltının karşılığıdır kendisi.

Far konusunda Mac'i tek geçerim.Şu aralar favori rengim Cork,mat çook doğal ve hoş bir renk.

Siyah göz kalemi:Birçok siyah göz kalemi denedim ve denemeye devam edicem,ama şu günlerde favorim Estee Lauder Double-wear eye pencil,bugüne kadar kullandığım ennnnn siyah ve ennnnn akmayan siyah göz kalemi.Douglas'ta orta boy kalem-mini boy mascara seti şeklinde 25 tl ye satılıyordu,maskarada ekstrem bi özellik olduğunu söyleyemem,sıradan bi maskara,zaten kalemi denemek için almıştım ve çooook memnun kaldım.Sanırım bu set yılbaşına kadar satışta olacak.

Ahhhh,aslında çok şey yazasım,sevdiğim her ürünü anlatasım,kullanım sırlarımı paylaşasım var,ama şu an amacımdan saptığımı hissediyorum.Sevgilim yokken ben neler yapmış,neler düşünmüş,neler almışım vs bilsin istediğim için açmıştım bloğu,ama makyaj sırlarımı sevgilimle paylaşmak istediğimi pek de sanmıyorum:)))herşeyi de bilmesin canımm:))

Zaten yazmakla da bitmez benim makyaj malzemelerim,sırlarım:)

Tüloş bu yazı ve gözkırpışım senin içindi:)

Gelinlik mevzusunu masaya yatırdık:)

Kişiler:Bizim kızlar takımı
Yer:Edward's Coffee
Mevzu:Gelinlik

Bizim muhabbetlerimiz ilginçtir biraz,daldan dala milyon tane mevzuya değinir,sanki birileri bize görev vermişçesine derinlere iner,sosyolojik,psikolojik analizler yapar,altından girer,üstünden çıkarız.Ve muhabbetlerimizi acaip ciddiye alırız:)

Her konu konuşulur,amaaa gelinlik,mobilya,düğün vs 2 nişanlı,2 bekar kızın olduğu bir masada mutlaka konuşulan konulardandır.

Yazın giriş aylarında evlenecek olan ama hala gelinlik bakmaya dair istek duymadığından yakınan arkadaşımızı yatırdık önce masaya.Ve sonra dallandırdık konuyu.Uzun uzun konuşmalarımızı anlatma zulmünü yapmıycam tabi ki.Çıkan sonuçları derlemek istiyorum sadece:))

1.Gelinlik bakmaya hevesi olmamak yoktur,hayalindeki gelinliği bulamama korkusundan bakmaktan kaçınmak vardır.

2.Gelinlik denenmeden sana en çok yakışacak modeli asla bilemezsin.

3.Bütün gelinlikler straplez olmak zorunda değiiiil,hatta giyebilenler için en zarif duran model straplez üzerinden geçen danteldir,ten üzerinde dantelin duruşu çok asildir.

4.Gelinlik kesinlikle masumiyet barındırmalıdır,o duruluğu bozacak derecede dekolte gelinliğin ruhuna aykırıdır.

5.Kapalı gelin olmak ennnn zorudur.

6.Az her zaman çoktur,abartıdan uzak durulmalıdır.Odak noktası birden fazla olmamalı,gelinliğin bir kısmı öne çıkarılıyorsa,diğer kısımları daha sade olmalıdır.Aksi karmaşık bir görüntüden başka işe yaramaz.

7.Kocaman kocaman taşlar gelinliği basit bir havaya sokar.

8.Bir kez giyilecek bir gelinliğe çok özel bir niteliğe sahip olmadığı sürece marka diye gereğinden fazla para vermek çok gereksizdir.Mühim olan zevk sahibi olmaktır.İyi dikiş,iyi kumaş ve içinde mutlu olduğun güzel bir tasarım kafidir.

9.Tesettürlü gelinlerin çoğunun yolu bir gün Grace Kelly gelinliği ile kesişir,bir çok geline esin kaynağı olur,fakat çıkan sonuç her gelinlikte farklıdır.

10.Gelinlik beyaz olmalıdıııır.

11.İnsanların fikri,ne düşüneceği çokta önemli değildir,herkes düğünden döndükten kısa bir süre sonra gelinliğinizi unutur,mühim olan sizin düğünde ve sonra resimlerinize her baktığınızda kendinizi gelinliğinizle iyi hissetmenizdir.

Bu dipnotta benim:Milyon tane gelinlik modeli indirmiş ben,esasında çoğunun birbirine benzediğini söyleyebilirim.



Efsaneleşen bu gelinliğin üst kısmı benimde favorilerimden,ama benim için favori kavramı biraz esnek.Kabarık tül etekleri,prenses gelinlikleri de çok seviyorum,kuğu gibi hiç kabarık olmayan gelinlikleri de.Tıpkı ev dekorasyonunda moderni de,avangarde'ıda,country'de sevmem gibi.Bi gün Japon mimarisine bayılırım,bi gün İngilizlerin asil tarzına.Nasıl bir gelinliğim ve evim olacağını herkesten çok ben merak ediyorum:))

Gelinlik arşivimi en kısa zamanda kategorilere ayırıp burda toparlıycam.Benim içinde iyi olacak.Uzun dönem çıktığı ve düğünümüz 2013 yazına kaldığı için çoook vaktim var nasılsa.

Ahhh,hemen gelsin o günler:))

19 Aralık 2011 Pazartesi

Yaşasın dostluk

Bugün musmutluyum.

Çünkü sabah babam(nişanlımın babası olan babam),annem(-nişanlımın annesi olan annem:))-) ve benim yemin töreni için biletlerimizi aldı,6 Ocak'ta sevgilimi görücemmmm.

Karşıki dağlar,piyade dağlar,kimin için ağlar,bizim için ağlar,biz kimiz,komandolar marşını söylemek için can atıyorum sevgilimle:))

Sonraaa saat 17.11.Önemli işlerimi tamamladım,işten çıkmama sayılı dakikalar kaldı.

Sonraaa İstanbul'a gezmeye giden canım dostum geldiiii,akşam kız buluşmamız var.


                                   Laylalaylalay,laylalaylalay,sen güneş,ben ayyyy'ım,dostumm

yaşasın Horon,Karadenizliyiz napalımmm :))


Sonraaaa My Princess'imde beklediğim kısımlara geldim,aşkın tohumları hissedilmeye başladı tatlı çiftimizde.Devrik cümlelerim ve bennnnnn,yoksa tatlı çiftimizde aşkın tohumları hissedilmeye başladı mı demeliydim:)))Eve gidince de izlerimmm ve takvimden bir gün daha eksilmiş olur sevgilimin dönüşü için.


:))

Soru:Bir blog yazarının Karadenizli olduğu nerden anlaşılır?

Cevap:Kurduğu devrik cümlelerden:))

Yazılarıma bakınca farkettim de,bizim özne-yüklem sıramız karışıkmış biraz:))

Eşarp-şal savaşı:)

Markafonide Pierre Cardin eşarp kampanyası var bugün,yarın da devam edecek.

Baktım sayfadaki tüm eşarplara,Pierre Cardin eşarpların mağaza satış fiyatlarıyla kıyaslayınca gerçekten çok uygun fiyata satışa konulmuşlar.

Ama düşündüm de,her akşam,yarın normal eşarplarımdan birini takmalıyım düşüncesiyle uyuyup,sabah hazırlandıktan sonra düz renk şallarımdan takıp çıkıyorum.

Çekmecemde duran onca eşarba yaptığım yatırım içimi acıtıyor,resmen kendimi zorluyorum,ama cıkkkk,desenli eşarplar giyilen kıyafetlerin havasını değiştiriyor hemen.Yaşla mı ilgili,değişen moda ve moda zevkimle mi bilmiyorum ama ,renkleri kıyafetimde kullanmayı seviyorum,sayı olarak min.azlıkta parça ve renk kullanımı daha çok hoşuma gidiyor.

Ben yine de eşarplarımın hakkını vermeye çalışıcam,desenli eşarp sevenlerse kampanyayı değerlendirsin bence.

http://www.markafoni.com/campaign/pierre-cardin-08/

18 Aralık 2011 Pazar

Seviyorummm,bir daha söyle,seviyorumm,yalannn söylüyorsunnn

Gece gece Kadir İnanır'ın bu repliği şurdan çıktı:

Bugünlerde sıkça duyduğum ve her duyuşumda şaşırdığım soru anlamı taşıyan bir cümle var;

-sen nişanlını çok seviyorsun???-çok mu seviyosun tonlamasıyla:))

Herkes üzülmeme,bu kadar özlememe şaşırıyor gibi...annem bile:))ki kendisi şu günlerde aşkımın en yakın tanığı,gündüz çok feci rol yapabiliyorum çünkü,gülümsememi eksiltmiyorum asla..ama akşamları geceye yaklaştıkça üzerime çöken hüznü o görüyor en çok.

Pardon ama çok sevmesem niye nişanlanayım diyorum bende bu sorumsu cümleye:))

Çok duyunca bu cümleyi üzerinde düşündüm ister istemez,sanırım buna sebep insanların seçimleri.

Bazı insanlar vardır,hepimizin etrafında vardır onlardan,sevgilileri olmadan yaşayamazlar nerdeyse,bi gereklilik gibidir,sevgili,nişanlı,eş..bi şekilde olmalıdır.En kötüsü mevcut seçeneklerin en iyisine razı olurlar.Hem şikayet ederler,hem devam ederler.Hayatlarında biri vardır ama açıktır algıları;daha iyisine...

Esasında daha iyisi her zaman vardır,hepimizin daha iyisi vardır,benim,senin,onun...

Sanırım aşk en iyi olsun olmasın,o kişinin 'senin için' en iyi olmasıdır.

Ve bence bu hissi hissettirmiyorsa biri olmasın daha iyi.

Üniversite yıllarımın vazgeçilmezi Teoman'ın dediği gibi;

Aşk kırıntısıyla doymaktansa,tek başıma aç kalırım bu dünyada.

ve şu an kulaklığımda çalan şarkıda Kazım Koyuncu'nun dediği gibi;

sevmesem öyle kolay çekip gitmek/yaralı bir kuş gibi

Herşeyi katlanılır ve güzel kılan birşey varsa onun adı kesinlikle sevgidir.

HAYAT SEVİNCE GÜZEL,herkes çok severek evlensin inş.

Veya şu an aklıma gelen ve beni güldüren bir laz atasözünde dediği gibi;

sevduğuni alamayisan,alduğuni sevecesun:))

17 Aralık 2011 Cumartesi

Çılgın Cuma

Böyle bi film var;Freaky Friday diye,anne ve kız bir sabah uyandıklarında kendilerini birbirlerinin bedenlerinde bulurlar,sonrası komedi...canım sıkkınsa hep kafa dağıtan,fazla derin özellikleri olmayan filmler izlerim,o zamanlardan birinde izlemiştim.Canınız sıkkınsa,vakit geçsin istiyorsanız tavsiye ederim.

Ama mevzu bu değildi tabi.Kendi Cuma'mı anlatacaktım.Cuma akşamını tabi ki,benim için hayat işten çıktıktan sonra yaşadığım kısımdır daha çok:))

Dün Kübişimizin doğumgünüydü.Bütün gün kendimi tuttum,aramadım,mesaj atmadım,face'te duvarına her yıl yazdığım uzuuuun makalelerimden birini yazmadım.Sabırla akşamı bekledim.Bu yıl 4 kuzen dışarda kutlayalım,eğlenelim istedim.

Akşam iş çıkışı Kübişi alıp Varlıbaşa götürdüm,Soho Greens'e gidip mükemmel su böreğinden yedik,miss kokulu çayından içtik.Dipnot olarak eklemem lazım,aç yaşarım,çaysız yaşayamam:))benim için bir cafenin en önemli özelliği çayının lezzetli olmasıdır.Ve Soho bu konuda çok başarılı.Soho Trabzon'da yeni açılan bir yer ve kısa zamanda favori mekanlarımızdan oldu,sevgilimle orda dergi karıştırmaya bayılıyor(d)um.Çok hoş bir dekorasyonu ve atmosferi var,çayı süper,yemekleri,pastaları çook lezzetli,daha nolsun:))

Neyse,ne diyordum,böreklerimizi yedik,dergi karıştırdık,kim ne giymiş,kime ne yakışmamış,kim nasıl makyaj yapmış,amann ne fena olmuş,off bu harika,bunu istiyoruum,zevksiz efektleri eşliğinde çene çaldık:))


                                           kırmızı enn sevdiğim renk,bu duvarlara bayılıyorum.


küpşekerim henüz kuzen kutlamasından bihaberken



Sonra kardeşim ve diğer kuzenim geldi,onlar gelince numaradan aaaaaa ne işiniz var burda dedim,ama Kübiş yemedi tabi,gidip pastalarımızı seçtim,nasıl bir görselle gelmesini istediğimi söyledim.veee Happy Birtday:))





Nefisssss ötesi profiterollü pastamız



ve biz;kuzenlerin sadece 4'ü,biz çooook kuzeniz ve hepimiz kardeş gibiyiz,maalesef şu an dağıldık biraz,burda kalanların 4'ü



                                    Ablasının yaramazııı o,ennn hınzır,ennnnnn çapkın kuzen:))



ve cafeden sonraki şebek hallerimiz;




                                  Bilenler bilir,Mesutla olmazsa olmaz pozumuz,shut me down:))



ve kapanış pozum:)

Ama gece burda bitti miii,hayır,arabaya bindik,arabayı kardeşim kullandı,biz Kübişle arkada oturduk,ve araba kullanırken bastırdığım tüm duygularla Virgin radio'nun sesini sonuna kadar açıp koptuk,süperdiiii,arada biz yanlarından geçerken arabanın içine bakan tuhaf bakışlara aldırmadık bile.

Kübişle kınamda kesinlikle yabancı kopma şarkıları çalmamız gerektiğine karar verdik.

Peki herşey bu kadar harika mıydı?Hep eğlenceli şeylerden mi ibaret hayat?

Değil tabi ki...

Bazılarımız gülen yüzümüzü paylaşmayı daha çok seviyoruz galiba.

Saat 10.30 a kadar süren,yüzümüzün güldüğü,kahkahalar attığımız kısımları anlattım sadece.

Eve geldiğimde hissettiklerimden,kalbimdeki derin özlemden,gündüzden kalan işle ilgili sıkıntılardan,gözyaşlarımdan,vakit geçsin diye erkenden yatışımdan-saat 00.00 benim erken kavramımdır,çok geç ve az uyurum normalde-dem vurup can sıkmak istemedim şu an...

Yüzümüzden gülücük eksik olmasın...

16 Aralık 2011 Cuma

İpekyol farkı

En son soğuk su içmeye gidiyordum,ama şu an keyif çayı içiyorum:))

Bi şansımı deneyip İpekyol'daki görevliye durumu anlattım,dün almışsınız,çok haklısınız,faturanızla ürünü getirin,iadesini alalım önce,sonra indirimli haliyle size yeniden satalım,aradaki farkla başka bir ürün alın dedi.

I'm happy:))

Seni her zamankinden çok seviyorum İpekyol.

Sabah bloglara göz atarken çok severek okuduğum http://alternativewardrobe.blogspot.com/ bloğunun tatlı sahibi Serra aynı durumu geçen yıl yaşadığını ve Amerika'da olsaydı kolaylıkla değiştirebileceğini,burada denemediğini ama orada bu konularda çok anlayışlı olduklarını yazmıştı.Mutlu haber;burda da olabiliyormuş:))

İpekyol indirimi

Acı haber tez duyulur;

İpekyol'da tüm ürünler %50 indirime girmiş.Acısı nerde derseniz dün aldığım indirimsiz etekte ve almak istediğim ama almamak için kendime söz verdiğim ürünlerde.

İpekyol,seni seviyorum:))

sen yokken ben dün...

Dün yoğun bir gündü,işten saat 7 de çıkabildim.Öğle yemeğimi alışveriş olarak değerlendirdiğim için açtım,başım felaket ağrıyordu.Bizim kızların düzenlediği Mevlana'yı anma gecesi vardı,bir doz kız muhabbeti her derde deva düşüncesiyle yorgunluğuma aldırmayıp gitmeye karar verdim.İyi de yapmışım:))

Misss gibi ev yapımı börekler,mantı,pastalar,kurabiyeler,yaprak sarması,mercimek köftesi...hmmm,içeri girdiğimde Mevlana'yı anma gecesine değil de güne geldim sandım:))3in1;hem karnımı doyurdum,hem vıdıvıdı çene çaldım,güldüm,eğlendim,hem maneviyat tazeledim.

Aklımda bir söz kalmış dün geceden,Mevlana'ya mı ait,sunumu yapana mı emin değilim,ama o an çok etkilendim;

Ruh bedene sığamadığında ötelerden davet alırmış...

Babamı anımsadım...kendi davetim ne zaman olacak merak ettim...Allah tüm sevdiklerimize uzun,güzel ömürler versin...ruhumuz bedenimize sığsın:))



Öğlen kemerimden sıkılıp çıkardım,bol bol dursun istedim.



Kübişim ve ben;kendisi henüz bloğumdan haberdar değil,yazı biriksin,arkadaşlarıma arz edicem:))

Gecenin olduğu salona bayıldık,ip perdeler hoşuma gidiyor-evimizin bi odasında kullanabiliriz evlenince,uffff kederlendim yine,ben temmuz'da evlenicektim ama:((((((

Şu an tüm evlenme hazrılıklarımı askıya aldım,nasılsa 1 yıl 7 ay daha var:((ama ciddi bir arşivim ve birikimim var,bunları en kısa zamanda derleyip paylaşıcam inşallah.


Tanıyanlar bilir-en çokta Kübişim bilir-,taş duvarlara bayılırımm:))




Dünde böyle geçti,eve gelip My princess'imden 1,5 bölüm daha izledim.

Saat 1den sonra kulağımda telefonun radyosuyla uyuya kalmışım,bi ara saat 3te uyandım,açık kalmış radyo,ardı ardına şu 2 şarkı çaldı,dinledim,ağladım,özledim:((

çoban yıldızı...sen benle kal...lalalaa...hep benle kaaaaallll


Kelebek kadar ömrümüz var,sevmek lazım...

Nefes bile almadan,seviyorum seni...

Ruhumu kaybetmiş gibi,

sadece senin için yaşıyorum...nefes bile almadan...



Bu filmi çok severim,sevgilimle izlemiştik.Aşk tesadüfleri gerçekten de sever:))
Nereye gidersen git,

ne yaparsan yap,

nerede mutlu olmuşsan en çok oraya dönersin yüzünü...

Döndüğüm,döndüğüm ama döndüğüm,döndüğüm bu sema sensin döndüğüm...

Her gece yüzümü sana dönüyorum sevgilim.

15 Aralık 2011 Perşembe

Donna Karan 2012 Kış koleksiyonuna ait bu eteğe bayıldım,bu kesimde etekleri şifon bluz ve topuklu çizmeyle kombinlemeye bayılıyorum.Fiyonklu kemer detayı da çok hoş.