O ŞİMDİ ASKER

29 Eylül 2012 Cumartesi

Denize attık gitti...

Uzun zamandır bloğuma sadece takip listemi okumak için giriyordum.Oysa ne çok şeyler yaşadım o arada...bir sürü hayat sığdı zamana...
Sevgilim tekrar izne geldi,gezdik,doyamadık birbirimize ve gitti,üzerinden aylar geçti son gidişinin ve şafak 53:)
Defalarca Ankara'ya gittim,Aliçomun yanına,geri geldim,her gidiş gelişlerde mutsuzluğa boğuldum...
3 kez Aliço geldi evine,bize:)her gelişinde yüzümüzü güldürdü,gidişlerinde hüznümüzü arttırdı...playstationda birbirimizi dövdük,iyice küçülen minicik bebeğimi kucağıma aldım,oyun oynamasını izledim...dualar ettim...hiç kimsenin bilmediği,görmediği anlarda,kuytusunda yatağımın,en saf halimle hıçkırarak yalvardım Rabbime...
ve Pazartesi tam beklediğimiz olmasa da beklenen güzel haber geldi,yendi benim bebeğim o kitleyi,hiç parça kalmadı,2.ameliyata gerek kalmadı,sadece 20 günde bir,7 kür olacak şekilde koruma programı alacak,ve sonra sürpriz bi aksilik çıkmazsa inşallah bitecek tedavi süreci:))
Telefonda konuştuk haberi aldığımız gün,helal olsun bebeğime dedim,naptın sen onu yaa,nereye sakladın,görememiş doktorlar dedim,denize attım abla dedi kikirdeyerek:))
Hayatımın her anlamda en zor yıllarından biriydi bu yıl,bir diğeri babamı kaybettiğimi zamanlardı...
Ama iyi baş ediyorum bence:)zor da olsa...
Ne olursa olsun umut doluyum...
Biz koskoca bi hastalığı denize attık:))daha nolsun:))


20 Nisan 2012 Cuma

Resimlerle son zamanlarda ben...


Bu ne postu bilmiyorum pek,içimden geldi,taaa sevgilimin izine gelişinden bugüne kadarki süreçte neler giydim,neler yaptım postu galiba.

Alimmmm,henüz hastalığını bilmezken,doğumgününden,açıp açıp bakıyorum,mutlu ailemize...



Sevgilimin ilk geldiği gün,üniformasıyla resim çekilme seansımız,yine gelseee...


Bitanecik bebeğim benim,Ali'nin ilk rahatsızlandığı zamanlarda geldi ve bana hep iyi geldi,hep mutlu etmeye çalıştı...


Beraber kahvaltı yapmayı ne kadar özlemiştik,yine özledimm:((


Dünyanın en güzel çiçeği sevgili çiçeği...


En huzurlu yeri sevgili omzu...


ve zaman su gibi akıp gitti,bişey anlayamadan sevgilim de gitti...


Hoşçakal aşkların en güzeli...


Zoraki gülümsediğim bi gün,hatırlıyorum bugünü,ablamın doğumgünüydü,herkes mutlu neşeliydi,benim düğünümde ne giyeceklerini konuşuyorlardı kardeşlerim-nişanlımın kızkardeşleri,bir anda soyutlanmıştım,Ali iyileşmezse ne kadar mutsuz,keyifsiz bir düğünüm olacağını,Ali öyleyken hiçbişey istemeyeceğimi farketmiş,odadan kaçıp ağlayıp,sonra geri gelmiştim:((


Kübramla kafa dağıttık,dertleştik.


Pizzadan 2'şer tam dilip yedikten sonra doyduk ve kalanın üst kısımlarını yedik,sonra halimize güldük...


Haftasonu evden çıkmak istemediğim bunalımlı dönemlerimde sabahları böyle minik kahvaltılar yaptım kendi kendime,tahin-pekmez,nutella ve domates-peynir...


Nişanlımın ailesini ihmal etmemek için çabaladım,altın rengi bu hırkamla aşk yaşadım...


                          Haftasonu her sıkıldığımda sütlü tatlı yapıp oyalandım,yedim....


Sıkıldığımda ofis deposunda kendi kendime resimler çekildim,konuştum...


Ameliyattan sonra,ilaç tedavisine başlamadan önce Ankara'ya Ali'mizin yanına gittim sürpriz yapıp,onu öyle görüp içim parçalanırken bi yandan,dışarda gezeceği son 2 günde onu mutlu etmek için çabaladık durduk...Harikalar diyarına,hayvanat bahçesine,Kızılcahamam'a et yemeye,sinemaya gittik,pizza yedik,ikimiz otelde aynı odada kaldık,bebeğimle koyun koyuna yattım aynı yatakta,kokusunu içime çeke çeke,gece uyanıp onu izleye izleye:(((


Alim babasıyla halı sahada takılırken yengeme saçma sapan komik pozlar verdim...


Kendime yeni sevgili yaptım;keloğlan:))


En büyük zevkim;kendime makyajlar denedim...


Abilerinin ve anne-babalarının yokluğunda teyzelerinde olan çooook özlediğim ömerçip ve memomuzun yanına gittim...teyzemin köydeki evinde ve güzel balkonunda keyif yaptık...



offf benim bebeğimmm,memommm


Köy manzarasında resimler çekildim...


Ömerçipimi sevdim...


Kübişime sarıldım...


Tavşanlarımmmmla gezdim....


Soho'da fajita yedim...



Yeni şeyler aldım,kombinler yaptım,Kübişime pozlar verdim...


Güneşi gördüm,içim açıldı,kendimi meydan parkına attım...


Tuhaf bakışlara aldırmadan ama acele çekimler yaptım...


Kübişimle aşk filmine kız kıza gitme gafletinde bulunduk,salona girince izleyicilerin hepsinin çift olduğunu görünce dudaklarımızı astık:))


Kumpir yedik,denizi izledik...


Çay keyfi eşliğinde dergi karıştırdım...


Bu yatak odasını beğendim...


Altın hırkamı her şekilde deneyip giyinmeye ant içtim:))



                                       Bu kombinimi çok sevdim,her gün giymek istedim...

Tüloş'umun çektiği bu resme bayıldım,sevgilimin de bayılmasına ve bana iltifatlar yapmasına ayrıca bayıldım:))


Ofis kahvaltı ve öğle öğünümü eticinle yapma gibi bi alışkanlık edindim...


Gezdim,yedim,güldüm,eğlendim,giyindim,süslendim,yeni şeyler aldım...ama ben her gece bu resme baktım ve ağladımmmmm...


Seni çok özledim bebeğim.......

13 Nisan 2012 Cuma

Teşekkür

Çook teşekkür ederim,dualarınız ve güzel niyetleriniz için...

Amcam,yengem ve Alimiz Ankara'da başka bi hayata başladılar şimdi...ev kiraladılar,tedavi gördüğü günlerde hastanede,görmediği günlerde çok izole bir şekilde evdeler...biz ailenin geri kalanları duayla,ordan gelecek iyi haber ümitleriyle,onlara yardım edememenin acısıyla,aynı zamanda uzak olduğumuz ve her anın içinde olmadığımız için kafamızı dağıtabiliyor oluşumuzun vicdan azabıyla,bedenimiz hayatlarımızda,kalbimizde derin bir acıyla devam ediyoruz...

Aslında aynı hayatı yaşamaya devam ediyorum,giyiniyorum,süsleniyorum,gülüyorum,izliyorum,alışveriş yapıyorum vs vs...ama sanki insan güzel anlarını kayıt altına almak ister ya,bugünleri kayıt altına almak istemiyor gibiyim...Bunlar dış yüzüm çünkü...ve maalesef herkes dış yüzünü görebiliyor,içinde yaşadıklarını anlatmak o kadar zor ki...İnsanın kalbini ve herkes çekilince gözyaşlarını tek O biliyor.... Bazen bloğumu açıyorum,kendimi dış yüzümü anlatarak oyalamaya ihtiyacım oluyor...sonra biraz düşününce,bari kendimle kalmışken kendime rol yapmayayım diyorum...sonra da iç karartıcı şeyler yazmak istemediğim için vazgeçip kapatıyorum.Çünkü bunları yazınca da kendimi negatiflik yaydığım için,okuyanların anına negatif etki ettiğim için kötü hissediyorum...evet,zor günler geçiriyoruz,geçireceğiz,fakat yine de güldüğümüz anlar var elbet...sadece bir süreliğine(inş) sevinçlerimiz de buruk...Sonra inşallah Rabbim yüzümüzü güldürecek ve mutlu apartmanımız geri gelecek...

Dua eden ve iyi niyetini esirgemeyen herkese çok teşekkür ederim,Rabbim kimseyi sevdiklerinin sağlığı ve acısıyla sınamasın inşallah.

20 Mart 2012 Salı

Başlıksız...

İyiler çok yaşamaz derlerdi...babamdan sonra herkesten duydum bu sözü ve gördüm;öyleydi,tanıdığım en iyi insan-babam çok yaşamadı.

Sakınan göze çöp batar derlerdi...en çok sakındığımız göze battı gerçekten de...

Hayat o kadar tuhaf ki,insan da...hayat hiç beklemediği şeyler çıkartır karşısına...ve insan nasıl bulduğunu bilmediği bir güçle kaldıramam dediği herşeyi kaldırır...

O kadar mecbursundur ki;bu insanlar nasıl hayatlarına devam ediyorlar,babama bişey olsa ben yaşayamam diye düşünürsün hep,ama başına gelir ve yaşamak zorunda kalırsın...bi daha gülemem sanırsın...gülersin...

Bi çocuğu öyle seversin ki,ona bişey olsa diye düşündüğünde bile ağlarsın,ciğerlerin parçalanır...ama ona bişey olur,hem de çok ciddi bişey olur...senin bebeğin uzun ve ciddi bir tedaviye başlar...ama sen yine de yaşarsın...yine de gülebilirsin...ama kuytularda...kimseler yokken...korkmasan Rabbin'den,utanmasan,haksızlığını bilmesen isyan edesin gelir delice...

Hayat devam ediyor...işe geliyorum...tv izliyorum...bişeyler okuyorum...gülüyorum...oyalanacak bişeyler buluyorum...oyalanıyorum...ama kısa anlarda...her anın bitişinde sızı...bebeğim ankara'da...ameliyat oldu geçen hafta...her haber bir öncekinden kötü oldu...her seferinde...şimdi uzun bir tedavi sürecine başlayacak...

Rabbim tüm hastaların ve yakınlarının yardımcısı olsun...

Uyusam ben bugün...uyandığımda sevgilim askerliğini bitirmiş olsa...ali'miz iyileşmiş olsa...güzel,mutlu günlerimize açsam gözlerimi...ve hiç birşey için şikayet etmesem;sevdiklerim sağlıklı olduktan sonra...

Boşalmaya ihtiyacım vardı...yazdım,ağladım...şimdi ümitvar maskelerimi takınıp yaşamaya devam etmeliyim...

29 Şubat 2012 Çarşamba

Nasıl da değişir herşey...

Bazen bişey olur,dünyanin aslında en gercek duygusunu hissedersin;acziyet...herseyi elinde 
tutan tek bir Varlık var;Rabb'in...ve aranızda tek bir bağ var;dua...


Dün gece yazmıştım bu satırları...


Sevgilim Tuzla'dan asteğmen diplomasını ve çıkış belgesini aldı bugün...18.10 da uçağa binecek...19.30 da burda...

Bugünü çok farklı hayal etmiştim...çok mutlu olmak istiyordum...ama dün geceden beri dokunsan ağlayacak durumdayım.

Hayat o kadar tuhaf ki...1 sn.içerisinde değişebilir herşey....ve sağlık o kadar önemli ki...hiç şükrünü bilmediğimiz...yokluğu ihtimaliyle karşı karşıya gelince acziyetimize sığındığımız...

Bizim Ali'miz var...

Aslında bizim bir Ali'miz vardı;babam,herşeyimiz,geniş çekirdek ailemizin herşeyi...evet,herkesin geniş ailesi bizim çekirdek ailemiz,iki amcam ve biz aynı apartmanda oturuyoruz,çekirdek aileyiz 3 aile...Her baba herkesin babasıdır bizim ailede,her çocuk kardeş...kuzen dediğimiz kardeştir bizim için...amca dediğimiz baba...İşte bu çekirdek ailemizin herşeyi Ali'miz...babam...2002'de ayrılmıştı aramızdan bir kazayla...En küçük amcam nişanlıydı babam vefat ettiğinde,o yaz evlenmişlerdi,sonra çocukları olmuştu,adı anne karnına düşmeden belliydi bizim aileye gelecek erkek çocuklarının;Ali...gelecekte Allah nasip ederse,oğlum olursa onun da adı Ali olacak...

Belki uzun zamandan sonra ailemize katılan ilk bebek oluşundan,belki babamın adını taşıyışından...bilemiyorum...Ali hepimiz için babam gibi herşeydir....başkadır o...8 yaşına girdi geçtiğimiz günlerde bebeğimiz,2 erkek kardeşinin abisi,babasının ilk göz ağrısı...

Ali'miz yakın zamanda kabakulak geçirmişti,sonrasında şişlikleri geçmişti,bu şişlikler tekrar nüksetti,kabakulaktan diye düşündük başta,ağrısı,sızısı yoktu,ama geçmeyince dün doktora götürdü annem ve yengem.Akşam eve gidince öğrendim herşeyi;şişlik kabakulaktan değilmiş,orda bir kitle var ve iyi huylu mu,kötü huylu mu olduğunu anlamak için önce MR yapılacakmış,Mr sonucu ne olursa olsun cerrahi operasyon gerekiyormuş ve o kitle alınacakmış...

Bütün gece dua ettim,ağladım...amcamla konuştum az önce...benim bebeğim anlamış bişeyler olduğunu,çok ağlamış Mr'a girerken...

sanırım daha fazla yazamıycam:(((gözyaşlarımı tutamıyorum....

üzgünüm sevgilim...

Okuyan herkesten dua rica ediyorum...

Rabbim nolur bu Ali'mizi bize bağışla,onu hastanelerde kıvrandırma...kıyamam ona:((((((((

'Sen' ol dersin,oluverir...

Kötü hiçbişey çıkmasın mr'dan....

Cuma'ya kadar hüzünlü bekleyiş....

28 Şubat 2012 Salı

İçimdeki canavar:))

Tuhaf bi canavarım var benim,dönemsel bişeylere takar,tek ilgi alanı olur,araştırmalara doyamaz:))

Bazen moda olur,bazen güzellik,bazen kitaplar,bazen filmler,bazen dizi,bazen maneviyat,neyse gündem mevzum derine,daha derine:))

Nişanlandığım dönemlerde yaza evleneceğimiz düşüncesiyle deli gibi dekorasyon merakım vardı mesela,Allah'ım akıllara zarar,Kore dizisi izliyorum mesela,kızın yatağını çok beğendim,bulmam lazım o görseli,korece çevirip aramalar mı dersin,talan etmeler mi dersin.Sonra taaaa 2013 yazına kaldığı için düğünümüz bu hevesim hemencecik söndü.

Şu ara yeniden uyandı içimdeki canavar ama,önce odamdan başladım,bir gecenin yarısı Kübiş şunu şuraya alsak mı dememle başladı herşey,herşeyin yerini değiştirdim odamda,sempatik bir düzen kurduk,sonra hızımı alamadım,tüm kitaplığımı boşalttım,kitaplarımı renklerine ayırdım:))hmmm bişey daha yenilemem lazım dedimmm,renk lazım dedim,English Home'dan mor yatak örtüsü ve mor-beyaz çiçekli nevresim takımı aldım,hızımı hala alamadımmm,evim.net'ten mor düzenleyici kutular sipariş ettim,beklemedeyim,yetmedi,fazlalık eşyalarımı koymak için yatak örtümün nerdeyse aynı iç kumaşına sahip beyaz hasır sepet aldım kocaman,çerçeve,çiçekler vs vs derken çalışmalarım sürmekte,son şeklini vermek için kutularımı bekliyorum ve ayın 17sinde verdiğim siparişi hala göndermeyen evim.net'i de kınıyorum:)yarın yükleme yapılacak dediler,bakalım,inş.,kemerlerimi kapı arkası askılığa düzenli bi şekilde astım,kapımın yanına koyduğum dallı askılığıma çantalarımı astım,ağaç gibi,çok sevimli oldu:)

Mekanın ve dekorasyonun insanı ne kadar olumlu-olumsuz etkilediğini bizzat deneyimledim,şöyle ki odamla çok sevgi dolu bi bağım yoktu,kendisi yatma ve diğer işlemler için zorunlu kullandığım bir mekandı,bazen işe gelirken sabahları alelacele örtülerini bile düzeltmeden çıkıp giderdim,akşama gelince toparlardım vs.şimdi öyle mi?içim açılıyo,minik evim gibi hissediyorum,sabahları asla üşenmeden itinayla topluyorum,yastıklarını yerleştiriyorum,kutularımda gelince düzende son nokta olacak:)

Şu masaya,çiçeklerime,mumlarıma bakınca içimi neşe kaplıyo resmen:))home sweet home



Bu da sevgilicimin asker resimleri ve nişan resimlerimizden derlemem,orta soldaki resim benim çekirdek ailem,alt sağdaki resim sevgilimin çekirdek-ama bayaaa büyük çekirdek-ailesi:))


Odamdan hızımı alamadım tabi,insan araştırırken aklına giriyo bişiler hep,ne zamandır yeni taşındığımız ofisin duvarlarına sinir oluyor ve değiştirmek istiyordum,düz bej,altın ve desenli olmak üzere 3 kağıt kullanarak mekanı hareketlendirdik biraz,desenli kağıt benim masamın ardında,kendime torpil:))harika bi arka planım var,resim çekip çekip instagramda oynuyorum çok zevkli:)ofiste derin çalışmalara inemedim henüz,yapacak çok iş var,bi tanecik mimarım Tüloşumun desteğiyle ilerleyen günlerde,kendisine burdanda teşekkür etmek istiyorum,seni çoook seviyorum bi tanecik dostum ve mimarım,sevgilimmmm alınır şimdi tamam 2 tanecik mimarlarım,ikinizi de çok seviyorum:))bu arada sevgilim yarın akşam burdaaaaaaaaaaaaaaaa:))))saat 8 de havaalanında büyük buluşma,çok mutlu ve heyecanlıyım:))))))))))))

Torpilli duvar kağıdım ve ben:))


Bu da yeni takıntılarımdan,move the box oyunu,şu an osaka şehrinde 22.leveldayım,itiraf etmeliyim ama boston 24.leveli bi türlü yapamayınca google'dan yardım almış olabilirim,ama anneme söylemedim,akşamları evde oynayıp hava atıyorum,buldumm,çok zekiyim yaa diye:))






                                             Kötü bi çekimde ne giymişim,bu tonları seviyorum.

Dün akşam iş çıkışı Tüloşumla dertleşme seansı,suratım 5 karış,çünkü işle ilgili sorunları falan konuşuyoduk o sırada,ahhhhhhhhhhh bazen eviminnnn kadını,çocuklarımın anası olasım geliyor ama ben çalışmadan yapamam yaaa:))


Hmmmm,bol köpüklü cappuccinolarımız.

23 Şubat 2012 Perşembe

Karışık bi post:))

Şu blogta ennn zorlandığım ve özürlü olduğum konu başlık bulmak:))Direk yazıya geçiyorumm

Cilt bakımıma çok özen gösterdiğimi yazmıştım daha önce,yeni ürünler denemeyi sevdiğimi...bunun en güzel yanı da değişimi gözle görebilmek,kullandıkça sonuç almak.

Bir çok yerde La Roche Posay kremlerde 29 Şubat'a kadar geçerli kampanyayı görüyordum,daha fazla kayıtsız kalamadım,ve birçok blogta övgüyle bahsedilen http://www.onlineeczanem.com/'u tercih ettim,online tercih etmemin sebebini de açıklamak istiyorum,burda 2 eczaneye girdim ve ürünleri 39.90'a sattıklarını görünce firmanın kampanyası olduğunu belirttim,ama yok öyle bir kampanya cevabını aldım,insanların fırsatçı tavırlarından hoşlanmıyorum,hatta sinir oluyorum.

Salı günü akşam siparişimi verdim,La Roche Posay Hydreane Riche Cream ve La Roche Posay Hydreane Legere Cream,biri gece yatarken yoğun nemlendirmesi için,biri gündüz parlamayı önleyerek nemlendirmesi için düşüncesiyle iki versiyonunu da sipariş verdim,sitede kargo ücretsiz,ikisi toplam 39.80 Tl,bu kampanya Şubat sonuna kadar geçerli,bu sabah elimdeydi siparişlerim,ki belirtmem gerekir,site kargo takip-bilgilendirme konusunda çok iyi,her aşamada,siparişiniz hazırlanıyor,hazırlandı,kargoya verildi vs şeklinde bilgi mailleri aldım.

Paketimi açtığımda böyle görünüyordu;



Aslında siparişlerim bu tatlı ikiliydi;


Bunlar da minik yavruları,online alışverişin güzel yanı sanırım,müşteri için gönderilmiş testerları vermemek için direnen,bin takla atan temsilcilerin olmaması,bir ürünü deneyerek almaktan güzeli olabilir mi?

Darphin,Murad,Nuxe,Caudalie,Sebamed,Vichy,Babe ve Bioderma markalarına ait bir çok tester,benim Bioderma h2O'mun miniminnacık yavrusu bile var,annesinin yanına koycam onu şifonyerimin üzerine,çok tatlııı:))


Ürünleri denemek için can atıyorum,kadın olmak zevkli bişi yaa:))

Gitmeden dün Tüloşumla ofiste yaptığımız,yaparken kendimizi Nihat Odabaşı,Adriana Lima ikilisi sanıp havalara girdiğimiz çekimden birkaç kare ve Eurovision şarkımızı paylaşmak istiyorumm,çünkü kendisine bayıldım,ooohhh,ooooohhhhh,Can Bonomo'yu kimseler bilmezken keşfetmiş olmak beni acaip mutlu ediyo:))kendimle gurur duyuyorum niyeyse de:))


Annemin pek sevmediği tarzlarımdan,çocuk gibi oluyomuşum:))





Ben şarkıyı,Can Bonomo'nun duruşunu,samimi oluşunu,rahatlığını,beden dilini-tedirgin,heyecanlı bir rahatlık-çalışılmış bir son kareografi olmamasına rağmen arkadaki ekibin sahneye geliş anını,Can Bonomo'nun arkasındaki kişinin muzip gülüşlerini falan sevdim,sempatik ve eğlenceli buldum,hatta en sevdiğim Eurovision şarkımız diyebilirim,inş güzel sonuç alırlar.Haydeeee:))

veeee sevgilim yarın kura çekecek,o kadar çok dua ediyorum ki,ilk kurada hudut çekti bitanecikkk nişanlım,yani sınır karakolunda görev yapacak:((rahat bir sınır olması tek duamız,Allah tüm askerlere ve asker yolu bekleyenlere sabır versin...


ama çok ta mutluyum bir yandan,haftaya Çarşamba dağıtım iznine gelecek ve 10 gün yanımda olacak:)))))hemen gelsinnnnnnnn